Yıllardan beri Trabzon ilinin Çaykara ilçesi sınırları içinde yer alan güzellikleri görüntülemeye çalıştım. Bu görüntüler hep yaz aylarındaki güzelliklerdi. Sonbaharın sarısını, kışın beyazını görüntülemek ise hayallerimi süslemekten ileri geçemedi.
2013 yılı alışılagelmişliğin ötesinde başka olanaklar sundu bana. Nisan 2013 tarihinde yaylalardaki karların erimesinden önceki görüntüleri içeren "Yaylalar 2" sayfasını hazırladım. Şimdi sonbaharın görüntüleri vardı planımda. Bu amaçla Çaykara-Ataköy'deki tatil süremi mümkün olduğunca uzattım. Beklenmeyen karın Ekim ayında yağması beni heyecanlandırdı.
5 Ekim sabahı kalktığımda, akşamdan sabaha kadar yağan yağmur, düşen ısı, Kurun'un tepesinde yıllardan beri görmesini arzuladığım mevsimin ilk karı bana gülümsüyordu. Çok uzak olarak gördüğüm bu manzara bir anda ayağıma kadar gelmişti. Bu görüntüyü kaçırmamak için havanın aydınlanmasını beklemeden kamerama sarıldım. İyi yapmışım. Çünkü hava aydınlandıkça o güzelliği saklarcasına Kurun sis tabakasıyla kaplandı. O gün, ertesi gün Kurun'un tepesini göremedim. Aralıklarla yağan yağmur, Kurun'un tepesindeki karı kalınlaştırdı. Artık sabırsızlanmaya başladım. Kurun'a çıkamazdım ama yayla yolunda karla buluşmam mümkündü. Bu amaçla eşimle birlikte yaylaya doğru yükselmeye başladık. 1500 metre yükseklikte karla buluştuk. Karyağışı devam ediyordu. Çam ağaçlarında biriken kar, görmek istediğim güzellikteydi. Bir yandan bu güzellikleri kaydederken diğer yandan daha güzelini yakalamanın heyecanıyla kendimizi Hanırmak yaylasında bulduk. Anayol açıktı ama yayla için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. Bir süre yaylanın içinde ilerlerken manevra yapacağım yer aradım. Seçtiğim yer kara saplanmama neden oldu. Eşimle birlikte uzun uğraşılarımız birkaç metre ilerlemekten öteye geçemedi. Bu arada eşim yaralanınca yardım istemek zorunda kaldım. Anayola çıktığımızda mutluyduk ama Hanırmak'ta geçen üç saatlik süre boyunce deklanşöre dokunamadım.
İki gün sonra pırıl pırıl bir havada yine aynı yollardaydım. Bu kez yalnızdım. Hiçbir fırsatı kaçırmadan her anı değerlendirmeliydim. Öyle yaptım. Altı saat süren bu gezinin sonunda yılların özlemini giderdim. Sonunda aşağıdaki görüntüler ortaya çıktı.