Faik Yeni
Faik Yeni
Faik Yeni
Faik Yeni

 

Eğirdir ve Eğirdir Gölü

Eğirdir 1391’de Osmanlı Egemenliğine girer. Timur, Ankara Savaşından sonra Eğirdir’e gelerek kendisine boyun eğmeyen şehri ve halkın sığındığı Nis Adası’nı kuşatarak bölgeyi 1402 yılında Karamanoğlu II. Mehmet Bey’e verir.

1415 yılında tekrar Osmanlı egemenliğine giren yöre, kısa bir zaman sonra, yeniden Karamanoğlu egemenliğine geçer. Bu egemenlik 1423 yılına kadar sürer. Eğirdir ve yöresi tekrar Sultan II. Murad zamanında Osmanlı topraklarına katılır. Tanzimat’tan sonra Konya Vilayeti Hamid Sancağına bağlı bir ilçe merkezi olur.

2009 nüfus sayımı sonuçlarına göre ilçenin toplam nüfusu 36.132’dir. Bu nüfusun 18.402’si ilçe merkezinde, 17.730’u belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçenin yüz ölçümü 1.227 km2’dir. Eğirdir ilçe merkezinin alt yapı hizmetleri büyük ölçüde giderilmiştir. Bu yöndeki çalışmalara planlı ve programlı olarak devam edilmektedir.

Eğirdir ilçe merkezi, Isparta-Konya-Adana devlet yolu üzerindedir. Yurdun her yerinden kolayca ulaşılmaktadır. Eğirdir’in Isparta’ya uzaklığı 36 km’dir. İlçenin bütün köyleri ile yol bağlantısı vardır.

Eğirdir Gölü’nün kıyı uzunluğu 150 kilometre, alanı 482 km2, derinliği 14 m, denizden yüksekliği 917 metredir. Kemer Boğazı; doğu-batı doğrultusunda daralma göstererek 1,8 km’lik mesafe ile gölün iki bölümlü görünüm almasına neden olmaktadır.

Eğirdir Gölü’nün yüzey alanı su kullanımına bağlı olarak farklılık gösterir. Karstik yapıdaki gölün özelikle batı kesimlerinde yer alan düdenlerin bir kısmı kapatılmıştır. İçme suyu, tarım arazilerini sulama gibi amaçlarla gölde DSİ tarafından çok sayıda pompaj istasyonları kurulmuştur.

Eğirdir Gölü’nün en önemli özeliklerinden bir diğeri denizle olan bağlantısıdır. 22 km’lik Kovada Kanalı ile Kovada Gölü’ne gelen sular Kovada Vadisi’nden, Aksu Çayı’na oradan da karstik yollarla Akdeniz’e boşalmaktaydı. Son yıllarda gölün suları Çandır Ovası’nda yapılan Karacaören I ve II Barajlarına gelmektedir.

Eğirdir göl çukuru çökme sonucu ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin en büyük 2. tatlı su gölüdür.

Eğirdir Gölü havzası içerisinde Kovada Gölü Milli Parkı ve Gelincik Dağı Tabiat Parkı bulunmaktadır. Gölü besleyen en önemli su kaynağı tabanından kaynayan su kaynaklarıdır. Aynı zamanda çevre dağlardan inen ve yağış suları ile beslenen irili ufaklı çok sayıda dere ve çay vardır.

Gölün giderleri, DSİ pompa istasyonları, Kovada Kanalı ve yazları aşırı buharlaşmadır.

Gölde, Eğirdir’e bir karayoluyla bağlanmış bulunan iki küçük adacık bulunmaktadır. Birincisi Can Ada, ikincisi ise Yeşilada’dır.

Can Ada; Eğirdir ile Yeşilada arasında yer alan ve 7 dönümlük (7000 m²) bir alana sahip olan küçük bir adacıktır. Yerleşim alanı olmayıp, çadır ve karavan turizmi ile piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Atatürk'ün Eğirdir'i ziyareti sırasında Can Ada, 1 Şubat 1933 tarihli Belediye encümeni kararıyla kendisine hediye edilmiş, daha sonra Atatürk'ün mirasçılarına, onlardan da Eğirdir Belediyesine geçmiştir.

Yeşil Ada: Eğirdir'in en güzel turizm bölgesi olan adada, doğa güzelliklerinin yanında Kale ve Aya Stefanos Kilisesi gibi tarihi zenginliklerde bulunmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere hizmet veren balık lokantaları ve ev pansiyonculuğu gelişmiştir.

Beyşehir ve Beyşehir Gölü

Beyşehir, 1467 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.

Konya'nın bir ilçesi olan Beyşehir'in 7 Şubat 2017 sayımına göre 72.347 nüfusu vardır. İlçe Beyşehir gölüyle özdeşleşmiştir.

Beyşehir Gölü, Konya ile Isparta illerinin sınırları içinde yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1121 m ve yüzölçümü 651 km²’dir. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzunluğu 50 km, genişliği ise yaklaşık 18–20 km arasındadır. Suları tatlıdır. Derinliği en çok 10 m civarındadır. Çevresi 2.000 metreyi aşan dağlarla çevrilidir. Fazla gelen sular, yapılan bir kanalla doğrudan Çarşamba Suyuna verilir. Beyşehir Gölü, halk arasında “Uluarık” olarak adlandırılan ve kaynaklarda Beyşehir (Çarşamba) Çayı ismi verilen gideğeni vasıtasıyla güneydoğu doğrultusunda yaklaşık 60 km kat ederek Suğla Gölü’ne karışmaktadır. Konya Ovasının sulanması için Beyşehir kazası yanında büyük bir regülatör yapılmıştır.

Gölün tabanı neojen göl tortularıyla doludur. Yeraltından Manavgat Çayı ile Akdeniz’e ulaşır. Toroslardan akan yağmur suları ve akarsulardan ayrı olarak yer altı kaynakları ile beslenir. Beyşehir gölü kapladığı alan bakımından Türkiye’nin 3. tatlı su bakımından en büyük gölüdür.

Gölde su seviyesine göre ortalama 33 tane irili ufaklı ada vardır. Bunlardan bazıları; İğdeli, Akburun, Kızkulesi, Mada, Yılanlı, Külbent adalarıdır.

Beyşehir Gölü Milli Parkı kapsamında koruma altındadır. Göl çevresi 20.02.1993 tarihi itibariyle Milli Park Statüsüne alındı. Milli park alanı 88750 hektardır.

Güneşin batışı sırasında göl ve Anamas Dağı mükemmel bir manzara oluşturur.

Druckversion | Sitemap
© FaikYeni